tatil hayali

    Nasıl bi kokudur bilirim.bizim bahçemizde de var. Mandalinadan bahsediyorum.bahar geldi mi açar beyaz beyaz çiçeklerini,saçar en gözde kokularını.koskoca bahçe baştan başa en pahalı parfümlerin yanında halt yiyeceği bir güzellikte kokar.Hanımeli diye bir çiçeği var annemin -çocukken içlerinde çiçeğin özü olurdu onları yerdik-o da bir açtı mı yarış ederler mandalina ile.koku yarışı...sanırım kıskanıyorlar birbirlerini.yavaş yavaş asmalar da yeşermeye başlamıştır şimdi.bahçeden çıkasım gelmez mis gibi kokular içerisinde.arıların polen dolu ayaklarını seyretmek acayip güzel olur.ne çalışkan hayvanlardır onlar öyle.zor uçarlar ayaklarında bu kadar polenle ama gene de ondan ona konup dururlar üşenmeksizin.ben arı olsaydı herhalde en tembellerinden biri olurdum.muhtemelen de kraliçe arı tarafından ya kovandan kovulur ya da sürülürdüm. arkasından da türk filmi tadında "siz beni kovmuyorsunuz; ben kendim istifa ediyorum" diyecek kadar da havam olur muydu acaba?:)

    Yazları bahçeye,tam ağaçların altına bir masa atarız. ağaçların yeşil yapraklarının siyah gölgesinde,başımıza değen üzümlerden,içlerinde arı olma ihtimaline binaen de salkımlardan sakınarak yemek yeriz.mesela börülce vardır bizim orda.herkesler bilmez onu; egelilere özeldir.haşlanıp zeytinyağıyla karıştırıldıktan sonra en birinci yemeğimizdir.yanında bir tabak domates salatası ve buz gibi bir karpuz varsa,ohhhhh der kendimizden geçeriz.
(erkeğin kalbine giden yol midesinden geçermiş ya,bak bu da kanıtı oldu.:))insanın sevdiği kişilerle bir arada olması bu keyifli yemekleri bir kat daha lezzetlendirir.

     Yine yazları ailecek deniz kıyısına giderdik piknik yapmak için.annemin her daim bu durumlarda kullanılmak üzere bir sepeti vardır.içerisinde her şey bulunur.hiçbir şeyin eksikliği hissedilmez.mangalın zaten baş misafirimiz olması yanında,patates kızartması için patates,salata malzemesi, bizim oralara has Trabzon ekmeğine benzer ama daha sert ekmeğiyle arabaya atlanır.yolda babamın yakın arkadaşı ailesiyle birlikte alınır.sonrasında deniz kıyısında boş bir zeytin ağacı aranır.(şimdilerde nerdeyse boşluk kalmadı deniz kıyısında sitelerden,yazlıklardan.sadece bir ay kullanılmak üzere inşa edilen bu evler doğayı mahvediyor)ben denize girerken onlar çay demleyip sıcak havada deniz serinliğiyle serinler ve koyu bir sohbet tuttururlar.yemek vakti yaklaştığında ben denizden çıkar ve havluya sarılı vaziyette elim-ayağım çamurlu gelirim yanlarına.ve kurt gibi acıkmış olurum.sofra hazırdır.hemen otururuz hep beraber ve güzel bir ziyafet çekilir.gebe çakallar gibi şişer sonrasında rahatsız kalırız.ama eve gelinceye kadar hepsi yine erimiş olur yediklerimizin. 
     
      Babam daha çok yaşı ilerlemiş olduğundan mı bilmem artık daha çok tarla bahçe işine daldı.zevkinden yapıyor bunu,ihtiyacı olduğundan değil.rahatlatıyor,bütün haftanın stresini alıyormuş.eskiden her hafta bu şekilde güzel güzel piknikler yapardık.şimdilerde ben kendi arkadaşlarımla denize gidiyorum,gene de ailemle yaptığım bu güzel piknikler unutulmuyor.bunu neden mi anlattım?çünkü artık çalışmaya başladığım için İstanbul'da olacağım ve artık denize bile giremeyeceğim:(( 
Adalar'ı düşündüm bir ara ama yanımda kimse olmayacak ki! ben de sevmiyorum hiç tek başıma bişey yapmasını.bi kaç sefer gitsem bile sanırım öyle çok çok gitmem.birini bulursam belki her hafta sonu yaparım adalar diye sevindim.ama sonrasında bütün arkadaşlarımın öğrenci olduğunu ve hepsinin memleketlerine gideceğini düşününce...:(

  neyse çok uzun oldu.önce bahar sonra yaz...daldan dala atladım;bitiriyorum:) 

5 yorum:

Günaydın Bad-ı saba kardeş.
Bir sorum olacaktı.

Büyük fontlarla ve hiç boşluk bırakmadan, ardarda cümlelerle yazmanın özel bir sebebi var mı?

Her şey birbirine girmiş gibi göründüğünden şimdiye kadar seni okuma şerefine nail olamadım. Okumak istiyorum ama.

 

merhaba bad-ı sabacım
adalara arkadaş bulunur güzel çocuk.her hafta katılamasam da uygun oldukça ben varım.
harika buram buram özlem kokulu yazına ayrıca teşekkür ederim.
yaz ki unutmayalım bize mahsus yaşamın renklerini.
sevgiyle kal.

 

Berna:günaydın Bernacım.yazı stilini ve büyüklüğünü değiştirdim. nasıl?eğer yine hoş olmamışsa başka bi stil daha deneyeyim:)

Engin deniz:merhaba:)sevindiiiim o zaman...yaz gelsin:)

 

Bu font büyüklüğü iyi.

Bir de yazılarının daha rahat okunması için noktalama işaretlerinden sonra bir boşluk bırakman mümkün olur mu?
Her noktalama işaretinden sonra bir boşluk, yapabilir miyiz sence? Böyle çok birbirinin içinde oluyor ifadeler, üzülüyorum okuyamıyorum diye.

 

peki Berna bundan sonraki yazılar için ona dikkat ederim.teşekkür ederim tavsiyelerin için.

 

wibiya widget