ah minel aşk

      "Sevmek bir eğitim süreci ister.hazırlık gerektirir,ham ruhlar ne sever ne sevilebilir".

diyor sevgili Engin Deniz. Sanırım zurnanın zırt dediği delik tam da buna denk geliyor. Tüm yaşadığım o iki kişilikli durumlar, hayata karşı bir öfkelenip bir tutunup tat almaya çalışmalar; bu zamana dek hep eksikliğini duyduğum Adem oğlunun ve Havva kızının en üstün davranışı sayılabilecek duygunun eksikliğinden kaynaklanıyor sanırım:
      
         "AŞK" 

       Evet, basit bir biçimde aşk. Söylenişi basit, dile kolay bu sözcüğün mizana ve teraziye sığmayan sıkleti karşısında insanoğlu aklını yitirse yeridir.Güzel Türkçe'nin diğer dillerde bir türlü karşılığını tam anlamıyla bulmadığı, bulamadığı bu kelime sanırım benim beynimde öyle bir yere sahip ki benim için sadece bir hayalden ibaret. Dolayısıyla da benim ruhum hep ham bir ruh olarak kalmaya mahkum. Bu yüzden hezeyan ve hafakanlarım... Günümüz işkolik insanının anlayamadığı, anlamakta acze düştüğü bu duygunun  artık cinsellikle ve şehvetle karıştırıldığı hepimizin malumu. Benimse ne cinsellik umurumda ne şehvet. Tek istediğimse Ruhuma Bir Eş. Bununsa beni ne zaman bulacağını bilmem mümkün değil. Tüm bunları o yüzden eğitim süreci olarak düşünüyorum, hamlıktan olgunlaşmaya doğru giden. Vakti zamanında ise yanacak olan...

4 yorum:

Hep bir şeyler öğreniyor, acı çekiyoruz ki gerçekğini bulduğumuzda tadını çıkaralım, kıymetini bilelim.

 

inşallah aslı, bilmem dünya gözüyle nasip olur mu bulmak ama bize düşen herhalde aramak.

 

polyanna ve arkadaşlarını düşün, iyimser ol :)

 

Fazla bir şey yazamayacağım gerek de yok zaten çok güzel bir yazı olmuş .Kalemine, yüreğine sağlık

 

wibiya widget