Dinle



    Şimdi ben okulu uzattım ya ikinci sefere, babam bunu bi türlü kabullenemedi. Eee tabi adamı sen şimdiye kadar hep başarıya alıştır, üniversiteye gelince de tam anlamıyla çuvalla; adam haklı tabi. İşte bundan dolayı babamın işyerine böyle biraz eğitim dünyasıyla ilgili kim gelirse gelsin hemen beni arayıp: " Bak burda filanca kişi var, senle konuşmak istiyor;gel de bi konuşun" der. Ben giderim adam bi yığın soru sorar ben sıkılırım. Bu durum epeyce bir gerçekleşti.

    Geçen memlekete gittiğimde de gene beni aradı. Aynı tablo tekrar etti. Ben çıldırdım tam o sıra, aniden bir öfke kabardı yüreğimde. Önü alınmaz taşkın bir baraj suyu çılgınlığıyla: " Ööfffff yeter be! Kabullen artık okulu uzattığımı. Şu insanlar da ne meraklı arkadaş. Size ne benim okulun bitip bitmemesinden. Ben can derdindeyim kasap et derdinde!" diye bağırmak geçti içimden telefonda. Ama sonra her zaman olduğu gibi tek kelime bile etmeyip sustum.Yemedi kısaca:))

   Neyse ki şükür bazen susmak işe yarıyormuş.Bunları söyleseydim pek muhtemeldir ki, hatta kesinkes babamın kalbini kırmış olacaktım. Bu da bana dert olacaktı sonradan. İçim içimi kemirip duracaktı. İyi ki birşey dememişim. Hem babamın tanıştırmak için çağırdığı kişi de iyi bir insanmış. Babamın kabullenmesi için birşeyler söyledi filan. Beni sıkıştıracak laflar etmedi.

    Sanırım neden bazı büyülü kitapların "Bişnev!Dinle!" diyerek başladığının sırrı ayan etmiş oldu. Bazen susmak ve dinlemek gerekir.Sustuğum, öfkeme hakim olduğum için kendi kendime minnetarım. Evet, aynı zamanda megalomanım:)

Evet yazacak çok şey birikmiş. İçim kıpır kıpır nedense:)

kısa bir an


   Tarih:21 Haziran 2010, 
  Saat:19.00, 
  Yer:Memleket/ Odam

   Odamın tam karşısındaki komşunun duvarına, odamın çatısının üzerindeki elektrik direğine büyük bir hırsla tırmanmış asmanın akşam güneşiyle dansının gölgesi vuruyor. Ders çalışmamak için binbir bahane üreten ben, kafamı fotokopi kitaptan kaldırır kaldırmaz haylazca gülen bu gölgenin oyunlarına kapılıp gidiyorum. Türlü türlü haylazlıklarla adeta bana iki gün sonra olan sınavımı unutturmaya çalışıyor. Kah bir denizatının miskin kıvraklığı kah en fantastik edebiyattan fırlama şu birleşikparça-binbiryama hayvanlar beliriveriyor gözümde.
   Az önce Kartal kafalı, uzun tırnaklı, elleri olan bir ejderhaya dönüştü. Kanat çırpıp odamın camının içinden içeri giriverecek gibi... Sonrasında fil hortumu olan, leopar kulakları ve yine kanatlı iki ayağı üzerine dikilmiş garip bir yaratık...

  Şaşıyorum; gözlerimin ve beynimin oynadığı oyuna.
  Ve tekrar gerçek dünyaya ayak basıp dersime dönüyorum.

Not: İki dersten birinden geçip birinden kalmıştım.O yüzden tekrar İstanbul'a geldim. Sınavım da şükür ola ki iyi geçti. Hocalar bir pislik yapmazlarsa bu dönemi tarihin tozlu sayfalarına  gömeceğim:)Bir kaç gün arkadaşlarla takılıp tekrar döneceğim. 

Öküz sevgiliye mektup


                Sevgili SEVGİLİ,
       Ne olur ikileme yaptım diye kızma, aman kızsan da umurumda değil.Bu günlerde üzerimde bi hassi.tir havası var zira!Sen bu satırları okurken ben çoooooook uzaklarda olacağım.Sakın arkamdan gelmeye kalkışma döverim.

 Şimdi tatile çıkıyorum.Tamam resimdeki Santorini adası olabilir ve ben belki rüyalarımda bile orayı görmek için paraya ihtiyaç duyabilirim.Sorma rüyada para olur mu diye! Olur belki benim rüyam değil mi! Sinirlendirme adamı döverim heee! Ama benim evimde Yunan adası olan Midilli'yi görüyor olabilir ve ben ciğerci kedisi gibi sadece bakmakla yetiniyor olabilirim. Ama bundan sana ne? Sonuçta Ege mi Ege arkadaş.

    Sınavlarım kötü geçti diye bana kıçınla güldüğünü söylüyorlar. "İki dersi var ama onları bile becerememiş kalacakmış" diyormuşsun arkamdan. Aldırtma elime kızılcık sopasını! Rezillik ettirme bana çok pisleşirim  bak! Kimse bilemez en son gülen kıçtan hangisinin en fazla kahkaha atacağını ve ses çıkaracağını! Duysan sen bile şaşarsın!


   Uzun zamandır blogu da boşlamış yazacak şey bulamıyormuş dedikoduları çalındı kulağıma. Mahalle dedikodusu uydurma malum bi yerlerinden. Eşeği suya yollatma, çünkü uzak bir çeşmeye yollarım bak, demedi deme! Biraz yoğundum son zamanlarda.Yazamamış olabilirim ne var bunda hem!Evet biraz sıkıntı yaşadım konu bulmakta.Ahanda burda söylüyorum öyle sağda solda laf etme! Sınavlar vardı tamam biraz boşladım.benim felsefem değil  "ne olursan ol gel!" Adam ol da gel!

    Gidip sensiz bir tatil yapayım Ey Kaktüs dilli Sevgili! Güneşlenmeye, denize düşmeye şöööööyle sahilde kumlar üzerinde "petrol çıkardın Allah cezanı...." espirileri eşliğinde arkadaşlarımla uzanmak istiyorum.Kaz dağlarına çıkıp bi tracking yapacağım. Bakarsın derince bir yer bulursak mahalle şoparları gibi dereye de gireriz. Mangalı hiç sorma bile, elbette ki yapacağız.

 Neyse benden bu kadar Donuna yandığım! Uzunca bir süre görüşemeyebiliriz, görüşedebiliriz,garanti veremem. Bütünlemeler var malum. Kalmamayı umut etsem de kaderden kaçılmayabilir! Henüz pederle verilmesi gereken bir savaş duruyor evde. Aduket ile bana uçan tekme savurabilir:) İletişimde kalmaya devam et! 
  Hadi ellerinden gözlerinden ve bilimum yerlerinden öpüyorum...


En dibe not:Seni kıskandırmak ve hazır yaz gelmişken öten cırcır ve ağustos böcekleri gibi orta yerinden çat diye çatlaman için gelsin bu şarkı:
http://fizy.com/s/103cpf


   

wibiya widget