KISKANÇLIK HALLERİ

Kıskançlığın da renkli renkli, ebemkuşağı gibi görüneni ve kekremsi bir tadı varmış.her taddan bir tutam, her renkten bir gram,her kokudan bir badem...iyisi de varmış, körü körüne olunca kötüsü de...yadırganmakla birlikte yargılanmamalıymış belki de."kim gökkuşağındaki renkleri keskin bir biçimde ayırabilir ki diğerinden?"

bu yüzden oldum olası sevmemekle birlikte(ama kesinlikle zevk alarak) romantik komedi filmleri izlememeye her karar verişimden ve yemin edişimden sadece bir sonraki romantik komedi filmine kadar tutabiliyorum bu sözümü.aslında olay genel itibariyle hep klasiktir.bir kız ve bir erkek ne kadar zıt yaradılışlı olurlarsa olsunlar esas oğlan başta çabalar ve çabasının boşa gittiğini görerek vazgeçtiği anda kız da hata yaptığını anlar ve geri döner.bir diğer değişik versiyonu da kız salaş ve bakımsız bir tiptir.kalın çerçeveli gözlükleri ve biraz da salaklığa kaçmakla birlikte safça hareketleri söz konusudur.ancak bir ortamda,partide mezuniyette,... sanki kendisine sihirli bir değnek dokunmuş gibi değişmiştir ve erkek kıza aşık olur.temel konu itibariyle bu iki planda birleşir romantik komediler.

ancak asıl üzerinde durmak istediğim nokta bütün bu temelli filmlerde çoğu zaman kızın gerçekte-görünürde olmayan biçimde çok güzel olması,erkeğin de çok yakışıklı olmasıdır...işte bu nokta beni kilitliyor.niye o kadar yakışıklı olmak zorundadır?
zaten filmin bütünselliği içerisinde aşk hormanlarımız tavan yaparken o karakterin çok yakışıklı olması mı gerekli illaki?beni çileden çıkartıyor bu durum.kıskanıyorum çünkü.kıskançlığın -de hali(yani bendeki hali:))bunun acıya kaçan tadı biraz ekşi.

sadece filmler değil söz konusu olan.resmen kedinin ciğere baktığı gibi sokakta korka korka bir kızın yanında hoş birini gördüğümde bakakalıyorum, ne kadar şanslı diyorum kendi kendime.
yaşamayın kardeşim aşkınızı sokakta diye bağırasım geliyor:))sevgilisi olan var olmayan var:))bu da kıskançlığın -den halidir(kızdan kaynaklanan:)) ve tadı tamamen acı olmaktadır.


başarı konusundaki hali ise "depresyon" halidir ve sizden başarılı birini gördüğünüz takdirde kazık yutmuş gibi dimdik, olduğunuz yerde donup kalmanıza sebep olur.arkasından da kısa süreli depresyon gelir ki çok uzun sürmemekle birlikte karşınızdaki kişi daha baştan sizinle iletişim kurma şansını kaybetmiştir.hatta bu tür insanlar Allah tarafından o kadar şanslı ve lütufkar davranılarak yaratılmışlardır ki depresyonun soğuk etkisi geçtiğinde içinizden küfredersiniz.bunun tadı mı?ne siz sorun ne ben söyleyeyim.herkese göre farklı farklıdır.

Mevlana'ya atfedilen bir sözde derler ki:
"KÜFÜR RUHUN YELPAZESİDİR"
SAVUR BİR TANE EY DOST,
SEN DE RUHUNU YELLENDİR. demek de farz oluyor üzerimize.

esenle kalın vesselam...

4 yorum:

İtiraf edeyim ben de yakışıklı yakışıklı gay çocukları görünce deli oluyorum :)

 

tabi bu da farklı bir bakış açısı:)

 

müthiş bir yazı:) gülümseyerek okudum..
yüreğine çok iyi bak..güçlü kalemine sağlık..

 

senin bu beğenilerin sayesinde kendimi tutamıyorum.sınavlarım olmasına rağmen oturmuş içimdekileri döküyorum ortaya.(kötü not alırsam seni sorumlu tutacağım ona göre:))
ne çok şey birikmiş içimde Allahım.kara bir kazan katranı gibi dokundukça bulaşıyor daha da bir yayılıyor yazma isteği:)

 

wibiya widget