hayatımdan bir insan


  Seksenlerinin ortasına gelmiş bu asırlık çınar hâlâ gayet sağlıklı oturuyordu
karşımda. Yemesine içmesine çok dikkat eder, doktor yasaklamışsa ağzına koymaz.Şekeri olmasa benim gibi çelimsiz gençlere taş çıkartacak kadar da dinç üstelik. Eee eski toprak onlar ve eski güreşçilerden.

  Kendisi yakından olmasa da akrabam oluyordu. Ve sanırım yaşlandıkça da kardeş torunları olduğu dedeme daha çok benziyordu.Bu bakımdan onu ayrı bir seviyordum.Ne gariptir ki insanlar yaşlanmaya başladıkça kendi ailelerindeki kişilere dahaçok benzemeye başlıyorlar.Bu durumu başka kimselerde de müşahade etmiştim.

  Geçmişten bir bahis açmıştı."A köyünün adamları beş para etmez. Yanına gitsen bir bardak çay ısmarlamaktan kaçınırlar.Aç gitsen bir topak ekmek bulamazsın.K'den A'ya bir hakim gelmişti bir vakitler. Köy kahvesine girip oturmuş. Demişler  'Bu kahveye ilk kez giren bütün kahveyeçayı ısmarlar.' Hakim de:
'Adet böyleyse ısmarlamak lazım.' demiş.Ismarlamış. Bir Allah'ın kulu da 'Siz yabandan gelmişsiniz öyle şey mi olur?' dememiş. Hepsi içmiş. Ya adam belki maaşını çekememiştir ya da yanına para almamıştır.Netice de bunlar olmasa bile adam misafir gitmiş oraya.Bu kadar görgüden yoksun insanlar mısınız siz?" diye usul usul ama ağır-kızgın bir ses tonuyla anlatıyordu.

  Öğretmenlik yapmış yıllarca Anadolu'da büyük bir iştiyakla ve mesleğinin hakkını vererek. İş saatleri dışında verdiği derslerin hepsini nakde çevirseydi herhalde bir ev alacak kadar parası rahat olurdu. Bir vakitler teyzemin oğluna da ders vermiş."Y gitmediği zaman derse hiç kızmazdı.Neden gelmedin diye sormazdı. 'Eee işin çıktı da ondan gelemedin herhalde?' der Y'nin yanına o çıkar gelir ve dersi burda verirdi." diyor teyzem.O kadar ki yetiştirdiği her bir öğrencinin hala bile adını,soyadını, ailesini biliyordu. Genç olmama rağmen daha dün akşam ne yediğini bile hatırlayamayan ben,kendimden mahcubiyet duymadan edemiyordum karşısında.

 Teyzemin yüzüne bakıyorum bu esnada:
-Hepsini hatırlar tek tek, hafızası çok kuvvetli maşallah, diyor.

  Bence durumun hafızayla ilgisi yok denecek kadar az. Durumun ilgisi, mesleğine olan sevgisiyle alakalı. O kadar fazla öğrenci yetiştirdi ve bir gelecek bağışladı ki onlara herhalde hepsi arkasından ona hayır dualar ediyordur. Hatta öğrenciden de öte insan yetiştirmişti."Önce insan"ın ne demek olduğu onda tecelli ediyordu sanırım.

  Bize örnek olasın ebed müddet; ömrün uzun olsun H dayı...


 

2 yorum:

blog adresini değiştirmişsin, blog listemden tıklayınca; böyle bir adres yok diyor! bilgilerinize arz ederim...

 

evet efenim öncelikli olarak yazdığım yorumlardan ulaşınız:))

 

wibiya widget