Aslı üzerine böğrü açılmadık kelimeler

   Efenim eskiler Aslı'na hu nesline hu demişler. Ne demek bu laf diyecek olursanız cevabım "Her gördüğün sakallıyı deden sanma!" olacaktır. Evet böyle de atasözünü atasözü ile tarif etmek gibi absürd alışkanlıklarım var.Aslı her gördüğün sakallılardan değil. Ona dede diyebilirsin sonucuna varmayasın sevgili okur. Olayın esası aslında Sevgili Berna 'nın alttan kaydırgaçlı üstten tüttürgeçli çok oturgaçlı götürgeç projesinde adlarımızın her birimize çıkmasıydı ve cadı Sila'nın elindeki Hugo'nun züpppperrr ötesi sevgilisiydi bahtıma çıkan. Neden oydu? Çünkü adeta bloguma hapsolmuş biriydi "O",  yani ASLI.İlk günden beri beni heyecanla takip ediyor, öğütler veriyor, sevindiğimde üzüldüğümde birlikte oluyordu.Biliyordum ne zaman canım yansa, en derinlerde bir yerlerinde anne sevecenliğiyle hissederdi o.Ve ne zaman elimi uzatsam parmak uçlarıma dokunuverecekti, farkındaydım bunların. Bu bağdı sanırım, onu hayalimde o kadar canlı yaşatmıştı ki kendisini hiç görmediğim halde gerçek yüzünü resimlerinde gördüğümde canlandırdığım gibi çıkışı.O kadar gerçekti ve o kadar gerçekler üstü.(Şekil 1-a: Üstteki resim:))


  İç hesaplaşmaları vardı. Ninja kaplumbağaların hocası Splinter Usta'nın dersliğinde kemale ermişti belli ki. Asla kendine karşı kibar davranmıyor, alabildiğine eleştirebiliyordu, insanları sevmesinin aksine. Kimi zaman çelişkilerini anlatıyordu her insanın çıkmazında. Benimde çıkmazlarımdı hepsi. Sadece peltek olduğum için dilim, pardon klavyem dönmüyordu ki yazabileyim. 
  
Saçlarını tarayan kız vardı içinde daima.Adı Heidi idi. Bense şu huysuz, hiçbir şeyden zevk almayan Clara kılıklı paçoz idim. Peter'ı da ikna ederek benim çayır çimen, dağ taş özlemimi gideriyorlardı hep birlikte. Kalkamıyordum sandalyemden ki bir türlü Polyanna, Heidi(Aslı) ve ben oyun oynayabilelim. Ben sürekli küstürüyordum Polyanna'yı. Aslı ise onun kaçıp gitmesine izin vermiyordu. "Görmüyor musun yazık beeee!" deyip eline bir kaç gazoz kapağı ve reçelli ekmek sıkıştırarak gönlünü şıp diye alıveriyordu. Saftı tabi kızceğiz, Aslı da hinin hini... Ama bilirdim ben benim için yapardı, yoksa neden savaşsındı Roket takımına karşı benimle.


  Onunla ilgili kendisine bile söylemediğim gizler taşıyordu. Seni seçiyorum Skörtıl demiş ve bugün, şimdi, şu an sormak istemiştim: Bu Sweet leaf'i nerden tanıdığını? Evet herhangi bir anlamı yoktu bunun. Ama meraktı işte benimkisi. Hayat tesadüfleri mi seviyordu yoksa Sweet leaf'in dedikoducu ve her giydiğine karışan teyzesi miydi bu Aslı?Bilemiyordum.Ama "Ohhh rahatladım sorumu sordum nihayet!" diyerek  Aslı'nın tarif-i gayrimümkün içtenliğine ne kadar saçma debdebeler ve feryad-u figanlar kattığımı  farkederek susuyorum. Suskunluğumun aslında hissettiklerimi gölgeleyen bir perde değil aksine bir teşhirci olduğunun farkındayım.Çünkü konuşan kelimeler değil duygulardır bu noktadan sonra. Sevgiyle kalasın Aslı.

6 yorum:

bad-ı saba, aklım fena karıştı şu anda. Alsında karışmadı da yok artık dedim. Kimse bundan bir şey anlamayacak ama biz anladık sanırım, değil mi?
Bence sen bana açıklarsın bunu ayrıca, mail adresimi bliyorsun zaten. Böyle de Aslı teyze olurum aniden:)

Not: Fotoğrafta çok yakışıklı çıkmışım değil mi?

 

kesimlikle süpersin Aslı.Hemen yazıyorum mailine bak:))

 

Y. Hakan Erdem'in "Kitab-ı Duvduvani"sini okurken de zaman ve mekan kavramını yitirmiştim. Orada bir şeyler sonuca bağlanıyordu... Sarhoş oldum yaw. Türkçesi ile sorayım, ne diyon yaw?

Tamam bülbülü dinlerken de ne diyor diye düşünmez ötüşündeki güzelliğin tadını çıkartırız. Bu yazı da biraz öyle olmuş. Akış melodi tamam, anlatılan mana bana ulaşamadı. :))

Aslısın bu senin fotoğrafın ise...

 

Allah Allah Bige garip:)Ama yok Aslı biraz anladı ben de tam anlaşılmak için yazmadım zaten:))sadece hissetmek sanırım olay:))

 

Şimdiye kadar söyleme fırsatım olmadı bad-ı saba, Aslı'yı ben senin aracılığınla tanıdım. Bazen gözüme yorumları çarpardı burda, o kadar sevecen ve yumuşaktı ki ben onu 17 - 20 yaş arası bir genç kız sanmıştım. Bloguna baktım sonra, olanlar oldu, onu çok sevdim. Gecikmiş bir teşekkür, sana benim onunla tanışmama vesile olduğun için çok teşekkür ederim.

Gözleri bu kedininkinden daha güzel :)

Son paragraf, aranızdaki bir gize dair galiba, ben de pek bir şey anlamadım.

Eline sağlık :)

 

:))ne demek Berna.Aslı ilk günden beri hiç yalnız bırakmadı sağolsun her daim yorumlarıyla destek oldu:)
evet biraz öyle oldu:)asıl ben sana teşekkür ederim böyle hissettiklerimizi birbirmize iletme imkanı sağladığın için

 

wibiya widget