sarımsak hikayesi

   Efenim şimdi sarımsak (yada sarmısak) deyip de geçmeyin. İnsanoğlu denilen mahlukat içerisinde nice bir yer edinmiş olabilir kendisi.Tıpkı ben de olduğu gibi.

  Bundan uzun uzun zaman önce, henüz ben daha yeni palazlanıp gelirken bir yaz, nenem diye bahsettiğim anneannemin yanına, köye gittim. Ama tam da yazın en hareketli zamanı. Köy yerlerinde orak-harman bilmem ne işlerinin en yoğun olduğu, insanların terinin sadece yüzünden değil her münasip bir taraflarından da aktığı demler... Tarlalar eğimli olduğu için traktörlerle de biçemiyorlar ekini. Mecburen bilek gücü, ha babam de babam, akşama kadar orak sallıyor sağlam bünyeler. Köylerde meci denen anladığım kadarıyla değişik kazanmak maksatlı, para vermeden "sen bana bir gün işe git ben de sana geleyim."  şeklinde bir durum var. Gayet makul. Nenem de o zamanlar henüz emekli olmadığından ve dedem de aşırı astımdan dolayı çalışamadığından nenem de meciye gidiyor. Böylece para vermeden kendi ekinlerini biçtirebilmek amacı. 

    Bana "Oğlum sen gelme!sıcakta otur köyde" dese de ben köyde kimse kalmadığı için(bunu daha sonra acı bir tecrübe sonucu öğrenmiştim. beni bir keresinde götürmemiş akşama kadar köyde can sıkıntısından patlamıştım. Çünkü köydeki bütün çocukları da götürüyorlardı.Köyde sadece yaşlı, hasta ve yeni bebek sahibi kimseler kalıyormuş.) ısrar ediyordum ve o da beni kıramıyordu. Aslına bakılırsa ben ona ayak bağı oluyordum orda. Çünkü her tarlaya kadar traktör gitmiyor mecburen bir kısmı yürünüyordu yolun. Yaptığım iş ağaç gölgesinde oturmak. Tabi oraya giderken su dağıtıcı olarak gidiyorum ya mutlu oluyorum işe yarıyorum diye.

  Bir seferinde tarlanın birini çekirgeler sarmış. Ama o kadar çoklar ki, her yerdeler. O gün epey bir rahatsız olmuştum. Hatta hayatımda en büyük çekirgeyi de orada görmüştüm. El büyüklüğünde, kocaman kocaman gözleri vardı. Belki bana öyle abartılı görünmüştü, çocuk gözümle baktığım için.
Diken üzerinde oturmuştum o gün. Oldukça memnun olmuştum o tarla bittiği vakit.

   Öğle yemeklerinde mecideki bütün herkes bağdaş kuruyor, birer dizlerini halkanın içerisine sokuyor ve sofraya doğru  sıkışarak oturuyor. Kalabalık malum... Yenilen yemek de belki bulgur pilavı ama ekseriya civil civil sıcakta nerdeyse sıcak denecek kadar ısınmış yoğurtlu makarna. Çünkü hem hararet yapmış onca insanı serinletiyor hem de su kaybını bir nebze de olsa gideriyor. Yanında da dişleri daha yeni yeni belirginleşmeye başlamış sarımsak. Enlemesine kesiyorlar. Böyle portakalın dilimleri gibi çıkıveriyordu dişleri. 

  Allah'ım o ne tattır öyle, ne müthiş bir lezzet ve doyumsuz bir nefasettir. Yemeğe doyamazdım o sarımsak ve yoğurtlu makarnayı. Tabi aç ve yorgun kalabalığın vermiş olduğu o hızla yemek çok çabuk bir biçimde bitiveriyordu. Artık onun verdiği bir psikoloji midir bilemeyeceğim. Ama şu bir gerçek ki yıllardır yediğim her yoğurtlu makarnada o tadı aradım durdum, diyar diyar gezdim- dolaştım da rastlayamadım henüz o tada. Belki çocukluğumun damak tadıydı, belki alın terinin ve yorgun vücutların tuzlu harareti. Başkaydı işte, bambaşka. Hala da aramaktayım o sarımsak ve yoğurtlu makarnanın tadını. Şayet bir yerlerde rast gelirseniz ve haber vermezseniz gönül koyarım haberiniz ola:)

12 yorum:

tamam kardeşim o tadı alırsında bu nasıl cümle kurmaktır. Okuyanın bir yeri şişer mi dediğin yok? Var ya o zaman sana sarımsağın memleketi Kastamonu da yediklerimi hiç anlatmayım. Zaten anlatsam da senin gibi etki uyandırmaz ya... neyse... :P

 

Katamonudakide keser mi bilmem ki Keyfekeder?bi de ordan mı denesem vardı oralı bi arkadaşım:)

 

ahh ahh 2 senem geçti kastamonuda adına festivaller bile yapılırdı. Adamlar karadeniz usulü yemeklerle sarımsağı harmanlayıp damak tadı oluşturmuşlardı. Esas şimdi yaşamak lazımdır oralarda... (anılar depreşir)

 

Taze sarımsağı, rahmetli babam, ablam ve ben (küçükken) pazar sabahları zeytinyağına konan tuzlu domates salçasına ekmek banarken yanında yerdik. Ne güzeldi o günler. Medeniyet geldi sarımsak zevkimizin içine edildi kardeşim. Hadi gel köyümüze geri dönelim:)

 

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar mı yoksa Karamel:))
bence de dönelim ben belki yarım dönem sonra dönerim:)kurtulurum şu ist denen muallak şehirden:)

 

Bizim oralarda imeci derlerdi, köylüler sırayla birbirine yardıma gitmiş oluyordu esasında. Bugün bana yarın sana misali.
Bizde de fındık zamanı yardıma gelen komşular olurdu, nefret ederdim fındık toplamaktan. Hala da ederim ya, neyse. Ama en sevdiğim kısmı yemek saatleriydi. Ne yersem yiyeyim fındık dallarının altında, yer sofrasında, hiç tanımadığın bir sürü insanla birlikte köy ekmeğini bölüp pancar çorbasına kaşık daldırdığımız günlerde ki tadı alamıyorum.

Buarada memlekete dönmek konusunda, bence memleketin en güzel yanı tadımlık yaşanması, birgün tatilinin biteceğini ve döneceğin bir evin olduğunu bilmek. Yoksa bir müddet sonra ne sarımsak paklar adamı, ne anne-baba sevgisi. İllallah der kaçacak yer ararsın.

 

Bu şekilde tarlalarda yenenin inanırmısın başka hiç bi yerde tadı bulunmuyor.Bizde yazları fındak tarlasında bulgur pilavı ya da makarna yaparız.Evd de yapıyorum ama aynı tat olmuyor.He bide sarmısaklıysa işte değmeyin lezzetine... :))bnce başka yerde arama bi gün git köye bi tarlaya misafir ol..

 

Oldum olası sarımsak ve soğan tadını ayırt edemem ben yemeklerdeki. Birisi bana "Bu yemekte sarımsak/soğan var." demezse, ben hayatta anlamam. Tabii gördüğümü anlarım da hani bazen kaybolur ya yemeğin içinde :) Belki hiç ayrı ayrı bu ikisini yemediğimden tatlarını bilmiyorum ve bundan kaynaklanıyordur. Gerçi çok keskin tatları olduğu söylenir de işte...

PS: Ben bu mecinin ne olduğunu anlamadım tam olarak...

 

Bad-ı saba: sarımsak deyince aklıma halamlarda yediğim çok lezzetli taze7*8 diş sarımsak geldi. Ardından eve dönüşümüzde babam kafamı arabanın camından çıkarttırmıştı. Kızım bu kadar sarımsak yenir mi naaaptın sen! Kız dediğin bu kadar sarımsak yer mi! Pöööfff falan demişti. Köpek gibi başımı camdan sarkıtıp gitmiştim o soğuk havada....

 

@Sena:haklısın belki de...:(

@Siyah gül:valla şimdilerde elle biçmiyorlar makineler devreye girdi ama ben bizim zeytin tarlalarına dadanayım bari:))

@Summerson:hadi ya..yani baya belirgin aslında ama garip:) meci sanırım bu imece denilen şey var ya ordan gelen bi kelime. ortak parasız iş yapılıyor sırasıyla.umarım olmuştur şimdi:)

@Kybele:ahahah çok güldüm Kybele.alemsin he:))baban ayrı bi alem zaten:)

 

slm.blogunu azonce kesfettm yada denkgeldım we ılk okudugum yazın buydu,gecenın bu waktı cnm okadar sıkkındı,yazı bıttıgnde gulumsuodum.sn herangı bı annda yazdın ıcınden gecenlerı,we bn cnmın sıkkın oldgu bıanda yazınla mutlu oldm.tskkrler.

 

wibiya widget