ni var ni bakıyon!

      Sevgili Blogdaşlarım!!!
   Diye etkili bi giriş yapmaya çalışıyorum:) Öhöm! Neyse, şimdi burda üniversite öğrencilerinin bir çoğunun yaşadığı bir yaraya parmak basmak istiyorum, özellikle İstanbul'da. Malum olduğu üzere bir apartmanda yaşıyoruz. Aranızdan "Aaaa...Sizde mi? Zira biz sizi eve benzeyen ahırlarda yaşıyorsunuz sanıyorduk." diyenler varsa hemen bu piloğu terketsin efenim. Yahu aynı apartmanı paylaştığımız insanlar bize hiç de insan evladıymışız gibi bakmıyorlar. Bakışlarından seziyorum bunu. Mars'tan dünyaya yolculuğunu henüz tamamlamış su aygırıymışız gibi bakmayın rica ederim.

    "Bu öğrenci milleti de çok rahatsızlık veriyor, gecesi belli değil, gündüzü belli değil. Eve paso karı kız geliyor. Yüksek sesle müzik dinliyorlar gecenin en bilmem kaçında. Eve giren çıkan belli değil. İçerden kokular geliyor. Kaç kişi kalıyorlar belli değil." derler efenim derler. Elin ağzı torba değil ki büzesin. Şimdi belki bu noktada diğer öğrenci gibi görünen ama Jüpiter'den Dünya'ya yolculuğunu henüz tamamlamış su aygırları var ki onlar evet gerçekten su aygırı. Ve onlara hakkettiği değer fazlasıyla gösterilmeli. 

   Bu söylenenlere karşılık elbette bizim cevaplarımız var: Millete rahatsızlık vermeyiz efenim biz. Bu zamana kadar kimsenin aşına tuzsuz, oğluna kızsız, sırma saçına kel, tavuğuna 'kışt'  demedik. Kendi halimizde halim selim, ailemizin yanında gördükleri vakit: "Ay ne terbiyeli çocuklarmış, zamane gençleri gibi değiller bunlar. Aman aman böyle kalın hep." denilen cinsten kimseleriz. İçkimiz yok, kumarımız yok, hovardalığımız yok. Yatış saatimiz belli kalkış saatimiz belli. He hiç mi gürültü olmuyor derseniz nadiren de olsa olur elbet. Kanımız delidir, başımız uludur. Ama bu garipler de Allah'ın kuludur. Alt kattaki komşu bile bizden fazla gürültü yapar ki bizim gürültümüz neşelidir, onunkisi gibi sağa sola çataşma, karısına çocuğuna bağırma değildir efenim.

  Karı kız mevzusuna gelindiği takdirde, evde bir arkadaş hariç kimsenin zaten sevgilisi yok, daha vahimi kız arkadaşları da yok. Olanın da zaten burdan fersah fersah uzakta olduğundan çocuğa hayrı yok. Trilyon senede bir gelirse nacizane bendenizin gelir ki onlar da vaktinde gelir vaktinde giderler. 

Evden koku da gelmez efenim. Ne yemek kokusu ne pislik kokusu. Zira geçenlerde yazın her yer pencerelerden açık olduğu için gıcır gıcır toz olmuş da bütün ev ahalisi derin temizliğe giriştik. Bütün gün temizlik yaptık. Camları sildik(sokakta oturan kadınlara epey malzeme oldum tabi bu noktada), Perdeleri makineye attık, banyo, mutfak, tuvalet, salon en ince ayrıntısına kadar temizledik efenim. Temizlikçi kadına verecek paramız yok diye pis pis oturalım demedik. Canla, başla, dişimizle tırnağımızla temizledik. Yemek de son dönemlerde düzenli olarak pişiremez olduk. Oturmadı düzen nedense. Önceden 'Niye bu evde makarna pişmiyor. Burası öğrenci evi değil mi? Ben makarnayı özledim.' diye isyan eden arkadaşlarımız vardı bizim. Ama bu sene var bir şeyler ya hayır ola bakalım.

 Belki tek eleştirilebilecek nokta şu olabilir. Bizim ev arkadaşlarından birisi kolay bir fakülte okuduğundan- her ne kadar kendisi bunu kabul etmese de-  hiç arkadaşı eksik olmaz(tabi onlar kız değil erkek arkadaşları). Sürekli birileri gelir. Bu eleştiriyi kabul edebilirim sadece. Ama o kadar da olsun efenim. Evimize girenin çıkanın da hesabını verecek değiliz ya. Hem bu kusur kadı kızında da bulunmazsa kadı'nın kızını kim alır? Kusursuzluk Allah'a mahsus netekim.

   Koskoca yardımlaşma ayı Ramazan geçti. Tek başıma evde kaldım. Bir komşu da gelip sağ mısın ölü müsün, karnın aç mı, yolduğun saç mı, yolunacak saçın var mı diye sormadı. Ölsem kokuma gelirler diye de sıksık sizin başınızın etini de yedim hatırlarsanız. Birşeye ihtiyacım olduğundan değil elbet lakin insanoğlu bir tas çorba vereni bulunsa mutluluktan havaya uçmaz mı?

    Çok dertliyim Blogdaşlar bu konuda. Siz siz olun Jüpiter'den gelenleri hariç tutarak söylüyorum koruyun bu gençleri, kollayın. Bir tas çorbayı kıskanmayın. Hem ilerde bu üniversiteli gençlere muhtaç da olabilirsiniz. Bendeki gibi deve kini güden bir adama denk gelirseniz yıllar sonra sizi devedikenine  sarılmak zorunda bırakabilir.(Şaka şaka)Velhasıl sahip çıkın bu gençlere! anası babası olmasanız da yakını oluverin. Sadece bakmayın. Ne durupdurusunuz  hadi bakem gari... Dağılın!

Resim Devianart sitesinden alınmıştır.Çekeni de üzerinde yazmaktadır.
  

5 yorum:

Pek bi güzel yazmışsın yavriimmmm hemen bi çorba kaynatasım bir ayran çalkalayasım geldi sana gülüümmm.
Ben şahsen seni tanıdım pek bi efendi çocuksun hani kızım olsa düşünmeden kızımı veririm sana ama kızım yok bir kitabım var gel sana kitabımı imzalayıp vereyim

 

Ah kıyamam be, fotodaki tip süper, tam bekarlara camdan bakan uyuz teyze modeli :)

 

eheheh Bucera abla süpersin her zamanki gibi:))
Sorma Aslı bu yaşlı teyzeler var ya...:))

 

Yazar cok tesekkurler...

Selamlar Neslihan

 

rica ederim sana da selamlar sevgili neslihan:)

 

wibiya widget