böyle buyurdu nenem 6

    Eski zamanlardan birinde, dünya daha genç tabi o zamanlar, Gandalf Moria madenlerinde hala şu boynuzlu yaratığa burdan geçemezsin rajonları kesip "ağır ağbi" havaları atarken ve televizyonlarda Ebru Şallı'nın pilates yaptığı zamanlar gelmediği için de bu ağırlığını kaybedemediğinden kudum kudum kudururkenki zamanlar... Henüz araçlar yeni çıkıp gelmekte imiş.  Bizim oturduğumuz ilçe ile il arasındaki yol da henüz açılmış haliyle. İnsanlar köyden şehire atla, eşekle iniyorlar, ya da tabanvayla. 

  Bizim insanımızın eskiden gözü açık değildi, ya da hinliğe pek çalışmazdı; saftı, temizdi diyelim. Bir açıldı pir açıldı sonradan tabi. Şeytanla bile pazarlık yapacak tipler var doğrusu.Kamyonlar çıkmış o vakit. Eski Bedford marka kamyonları bilen vardır muhakkak, onların nasıl gürültü yaptığını hayatınızda bir kez de olsa duymuşsunuzdur. Heh işte onların zeytinlikler, güzel güzel çamlar ve dik dağlar arasında giderken çıkarttığı ses evlere şenliktir. Etrafta ne kuş kalır ne yaban domuzu ne ayı.Hepsi siner inlerine. İnsanlar gûlyabani gibi devasa hem de homurdayan bu kağnıdan gelişme yaratığa alışmakta pek zorlanmış imişler.


  Tam o sıralarda etrafta efsane hızıyla yayılan haberse, kamyonların geleceğini kara bir bulutla gölgelemiş. Efsaneye göre sağır bir adam yolun ortasında giderken canavar onu yemişmiş.(Canavar kamyon oluyor burda.) "Neymiş neymiş?" "Böyle bi yaratık çıkasıymış, homurtusu taaa Kazdağları'ndan duyulasıymış, önüne gelenleri de yutup yulayasıymış!!!"

  Nenem'den dinleyelim:
"Bi gün H.'ye gidiyoz kövden. O zamanla arabala yok hinciki gibi, yayan gidilyo. Zeytin zamanı, galabalık. Sona bi gümbürtü duyuldu. Emme daa çok uzaktan gelyo sesi.  Herkes çil guşu gibi dağıldı.Falancaladan filan pek gorkamış. Bi başladı goşma zeytinliklere doğru, bi çığırınıyo, bi çığırınıyo. Saççını başşını yolukladı, yoldan aşarı kitti. Goşa goşa yorulmuş halsiz tüşmüş de adamı zor bela yakalamış. Pek güldük gari una...ya oğlum insanla pek safça idi eveladan."

wibiya widget