Dinle



    Şimdi ben okulu uzattım ya ikinci sefere, babam bunu bi türlü kabullenemedi. Eee tabi adamı sen şimdiye kadar hep başarıya alıştır, üniversiteye gelince de tam anlamıyla çuvalla; adam haklı tabi. İşte bundan dolayı babamın işyerine böyle biraz eğitim dünyasıyla ilgili kim gelirse gelsin hemen beni arayıp: " Bak burda filanca kişi var, senle konuşmak istiyor;gel de bi konuşun" der. Ben giderim adam bi yığın soru sorar ben sıkılırım. Bu durum epeyce bir gerçekleşti.

    Geçen memlekete gittiğimde de gene beni aradı. Aynı tablo tekrar etti. Ben çıldırdım tam o sıra, aniden bir öfke kabardı yüreğimde. Önü alınmaz taşkın bir baraj suyu çılgınlığıyla: " Ööfffff yeter be! Kabullen artık okulu uzattığımı. Şu insanlar da ne meraklı arkadaş. Size ne benim okulun bitip bitmemesinden. Ben can derdindeyim kasap et derdinde!" diye bağırmak geçti içimden telefonda. Ama sonra her zaman olduğu gibi tek kelime bile etmeyip sustum.Yemedi kısaca:))

   Neyse ki şükür bazen susmak işe yarıyormuş.Bunları söyleseydim pek muhtemeldir ki, hatta kesinkes babamın kalbini kırmış olacaktım. Bu da bana dert olacaktı sonradan. İçim içimi kemirip duracaktı. İyi ki birşey dememişim. Hem babamın tanıştırmak için çağırdığı kişi de iyi bir insanmış. Babamın kabullenmesi için birşeyler söyledi filan. Beni sıkıştıracak laflar etmedi.

    Sanırım neden bazı büyülü kitapların "Bişnev!Dinle!" diyerek başladığının sırrı ayan etmiş oldu. Bazen susmak ve dinlemek gerekir.Sustuğum, öfkeme hakim olduğum için kendi kendime minnetarım. Evet, aynı zamanda megalomanım:)

Evet yazacak çok şey birikmiş. İçim kıpır kıpır nedense:)

2 yorum:

Afferin sana netekim bu yazını okurken anne tarafım ağır bastı.
OğlUm ergenliğe giriyor ve susmasını ben çok istiyorum :)

 

ergenlik anne babalar için en zor dönem olsa gerek yaa.yazık size:(

 

wibiya widget