kafayı yiyebilirim

     Dün hakimlik-savcılık mülakat sonuçları açıklandı. Sınavın kendisi zaten yeterince zordu.
Dört yılda görülen konuların tamamı ve çok kısıtlı bir sürenin varlığı... Hepsi bir kenara çevremdeki arkadaşlarımdan sınavı kazananlar oldu onca sıkıntısı, stresi ve zorluğuna rağmen. Altı-üstü 300 kişi alacaklar ve tam 600 kişi çağırdılar mülakatlara. Tabi mülakat anlayışı maalesef ki Türkiye'de torpilinin  boyuyla ölçüldüğünden arkadaşlarımın hiç birisi kazanamadı. Onca çaba, çalışma, uykusuz geçen geceler boşa gitti. Dün haberi alan arkadaşımın yüz ifadesini görmeliydiniz.
Tam 8 aydır neredeyse gecesini gündüzüne, dişini- tırnağına takıp çalışmıştı ve bana göre de başarısını zaten sınavda kanıtlamıştı. Ama yetmiyordu işte. Onların da gözünde kanıtlamak gerekiyordu. Anlamadığım nokta ise  nasıl ve neye göre mülakatta adam aldıkları; o kısım muallak tabi. Kafasına estiğine kolay soru soruyorlar kafasına estiğine zor... Hoş sorulan sorulara doğru cevap vermiş olmak da bir kriter değil. Bu mudur güvenirlik, istikrar ilkesi? Nedense arkadaşımın yerinde benim de olacağımı hayal ettim bir yıl sonra:(( Aynı çabayı gösterdikten sonra bütün el emeğimin göz nurumun boşa gitmesi acayip canımı sıktı. İşin aile ve çevre kısmını ise hiç saymıyorum bile.Kafayı yemek işten bile değil yahu.

     Bu dönem sadece iki dersim var. Birisi seçimlik ders. Ama bana illallah dedirtti yani. Vize de 2 soru sormuştu. Birisine doğru düzgün cevap vermiştim. Diğeri de öyle mükemmel değildi tamam ama yazmıştım gene birşeyler ve 20 almışım. Hoca manyak çıktı bildiğin. Ya anlamadım nasıl cevap vermem gerektiğini bi türlü.  Zaten dördüncü sınıfa gelmiş birisine -seçimlik derste üstelik- yapılır mı bu? Hem de alttan alıyorum dersi. Diğer bütün kazık kazık dersleri geçmişim nelerle uğraşıyorum yahu!!! Eğer bu dönem de bırakırsa biliyorum bir cinnet her şeyi halledebilir. Ve bunu hoca da bilse iyi olur:)
     İki olay arasında ne kadar da bağlantı var görüyorsunuz. İnsanların eline fırsat geçtiğinde tüm adalet duyguları, hak-hukuk kavramları devre dışı kalabiliyor. İşin kafa karıştırıcı kısmı ise bu tür bi adaletsizliğin adalet kavramının öğretildiği hukuk fakültesinde başlıyor olması.
    Ve evet destekliyorum hukuk kitapları taşınmaz olarak nitelendirilsin. Sicili tutulup sicile  kaydedilsin:))

6 yorum:

Hukuk istiyorum, soğudum şu an xD

 

sadece hukukta değil herşeyde var bu adaletsizlik malesef cinnet geçirmemek elde değil gerçekten...

 

Bu işin eğitimini alan bir insan olunca, ister istemez normal duyarlı vatandaştan daha fazla etkileniyorsun. Ancak her şeyi kenara bırakıp sadece kendini düşündüğün zaman bu tamamen, olayları beceri ve tecrübeni kullanarak (şans faktörü değişmez element) kendi lehine ne kadar çevirebildiğinle ölçülür. Tabi bu ne kadar etik/adil olur orası tartışılır. (bkz:torpil, bkz:sınavdan sonra bir doz hoca yalakalığı)

 

@GTA:yok yahu iş garantisi sağlam bak; mezun olduktan sonra altın bilezik bileğinde he söyleyeyim:)hem ben yardımcı olurum:)hatta bakarsın ilerde büro açarız ortak:)çok mu ütopik oldu?:)

@DHG:evet garip bir ülkede yaşamanın sonucu herhalde.

@KK:ooo artık etik yada adil olması kimin umurundaki!onu geçtim torpil bulmazsan mal muamelesi yapıyorlar.o zaman zaten hiç mülakata girmenin bi anlamı da yok ayrıca...maalesef ki acı gerçek...

 

Bunlar hayatın gerçekleri sevgili bad-ı saba... Bunları veri kabul edip devam et yoluna... Kulun hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardır. Selamlar.

 

haklısın galiba sevgili deliler teknesi.sen de bu konuda bir yazı yazmıştın ben de sana yorum yapmıştım bu konuyla ilgili benim de başıma gelecek diye.henüz gelmedi okulu uzattığım için ama gün gelecek sanırım başıma üşüşecek bu durum:(

 

wibiya widget