bir yudum hikaye


        Bugün; medeniyetin ve aşkın beşiği, biraz doğuda biraz güneyde bir yerlerden, MISIR'da yaşanmış bir aşktan bahsedelim.Mısır deyince akla gelen belki de ilk ve son aşktan: Yusuf ile Züleyha'dan.


       Mısır'ın yakıp kavuran ateşinde ve Nil ile beslenen,hayat bulan kumlarında yeşeren Züleyha'nın bu aşkı öylesine büyüktür ki,bir köleye kul eder bir bakan karısını.hem evlidir hem bakanın karısıdır ancak gözü bunların hiçbirisini görmeyecek kadar büyülüdür artık onun.kendisini kınayanlara,"Züleyha,kölesiyle oynaşıyormuş ona gönlünü kaptırmış" diyenlere verecek bir cevabı vardır elbet ve  yine aşkın bıçağıyla cevap verir.hepsini çağırıp karşılarına Yusuf'u çıkarıvermiştir ansızın ve hepsi birden ellerinde meyve bıçakları varken bu güzellik karşısında parmaklarının canlarını almışlardır,kanını toprağa dökmüşlerdir de haberleri bile olmamıştır.o zaman Züleyha  avını seyreden bir aslan olup:
-Yandığım Yusuf budur benim.siz olsanız onunla aynı evde kalıp da dayanabilir miydiniz bu güzelliğe?her geceler yakar dururken güneş ayı,nasıl olsun da kaçmasın ve güneşe bırakmasın tahtını ay deyivermiştir.

"Fakat güzelsin
güzelliğin yoruyor beni,çünkü mümkünü var,suret kasrında bir suret değilsin"
 


  dedi Züleyha.Ancak Yusuf efendisini göstererek kendisine çok iyi davrandığını ve ona asla ihanet edemeyeceğini söylemiştir.bunun üzerine Züleyha aşkının büyüklüğüyle her türlü yola başvuracak,ona sahip olmak isteyecektir.böyle anlardan birinde Yusuf'un gömleği yırtılmıştır ve tam o sırada içeri giren kocası tarafından durum görülünce,Züleyha korkuyla suçu Yusuf'a atmıştır.


"Suçlu değilsen de bana
beni suçlu kılacak kadar güzelsin
mümkünü olan bir güzelliğin sahibiysen Yusuf,
ve bu güzellik yoruyorsa beni
sen dünyanın en masum mücrimisin."


Suç bulamayacaktır Yusuf'a, her ne kadar iftira atmış olsa da.ama aşkından; pişmanlık denizindeki mum gibi erimektedir her geçen gün.
 

 "Yaradılmışların en güzeli karşısında,ruhum kadar bedenim,
kalbim kadar kalbimden çıkıp da bütün bedenimi deveran eden kanım
ve damarlarım ve bütün zerrelerim akıyorsa sana,
ben de dünyanın en mücrim masumu değil miyim?" dedi Züleyha.


Züleyha da haklı değil midir?kim yargılayabilir ki bu kadar büyük bir aşk karşısında onu?netice de söz susar,kalem susar,Nil susar yalnızca aşk konuşur ve hükmü o koyar sadece.ve Züleyha iftirasının ve aşkının cezasını Maşukuna kavuşarak çekmiştir.ne güzel bir cezadır bu vuslat!!! 



2 yorum:

Kavuşma hikayeleri bende hep bir parça hüzün bırakır. Çok hoş bir hikaye, aynı çöldeki bir yudum su gibi :)

 

kavuşma söz konusu olunca hüznün yanında bir tatmin duygusu da bırakıyor.hah şimdi oldu eksik şimdi giderildi diyebiliyorsun.o güzel bence:)

 

wibiya widget